(06 OCAK CUMARTESİ)
Hafta sonumuzun ilk yarısı biraz sakin geçti; eşim haftanın yorgunluğunu atıp uyudu bir iki saat, ben de o arada mutfaktaydım. Kendi uydurduğum kış yemeğini çok seviyorum, kök sebzelerden pespembe bir tabak çıkıyor!
İşleri yoluna koyduktan sonra, bu kez de işte karşılaştığım bir sorun canımı sıktı, aklıma takıldı. Fazla hevesli değildim o saatten sonra dışarıda bir şey yapmak için, sinemaya gidelim dedik. Evden çıkınca yürümek iyi geldi, mahallenin kedilerini beslemek daha da iyi geldi.
Loving Vincent filmini izlemek vardı aklımızda, ama saatleri uymayınca vazgeçip sinemanın karşısındaki cafede bir kahve içmeye oturduk.
Bu cumartesi çok keyfim yok, aslında işle ilgili ortaya çıkan beklenmedik problem bir yana-ailemin içinde geçen seneden beri ortaya çıkan kopukluk ve gerginlikler beni daha çok yıpratıyor. Kendimi çok haksızlığa uğramış hissediyorum; geri zekalı kızın teki ailemin ortasına geldi dinamiti koydu gitti resmen. Kendisi rahat gezip tozuyor, biz burada sinirleniyoruz. O beş para etmez baba parası yerken biz hayatın zorluklarını yükleniyoruz. Ama vardır elbet bunun da bir sonu, göreceklerimiz var elbet...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder