29 Ocak 2018 Pazartesi

3137

(25 OCAK PERŞEMBE)

Dünyanın çivisi hakikaten çıkmış!
Haberimiz mi yok, ayakta mı uyuyoruz, normalmiş gibi bize dayatılan sistemi nasıl ve ne için kabulleniyoruz bilemiyorum...

Düşünün ki; gerçekte elle tutulur varlığı bile olmayan sanal birer kavram olarak "şirket"ler artık kanlı canlı insanları ele geçirmiş, istediği gibi kullanıyor.
Her birimiz bir takım sözleşmelere tabiyiz ve asla sadece kendimize ait değiliz.
Bir bütünün parçası olarak varız ve kendimizin dışında bir varlık olarak "şirket"in yararı için varız, yaradığımız kadar buradayız.
Sabah aymadan uyanıp trafik içinde sıkış tıkış iş yerimize gitmeye mecburuz, hasta veya kötü hissetsek dahi durmadan çalışmaya mahkumuz-çünkü tehdit altındayız.
Senenin 1 haftası serbest kalabilmek için her gün çalışmak zorunda olduğumuz bu gönüllü kölelik düzenine öyle güzel uyum sağlamışız ki; artık normal geliyor!
Kendimize ayıracak vaktimiz olmadığı gibi; sevgilimize, eşimize, ailemize ve çocuklarımıza da vakit bulamıyoruz. Eve döndükten sonra çöküp kalıyoruz çünkü; sabah 5te uyanıp koşturmuşuz bütün gün.
Bize ödül olarak vaat edilenler bile, bir düşünün; "şirket yemeği" veya "şirketimizin bilmem ne eğlencesi"-katılım zorunlu. Zorunlu olmasa bile zorunlu işte.
"Şirket"imizin uygun gördüğü iş arkadaşlarımız ile görüşmeliyiz, onlarla yakınlaşmak ve işte daha iyi bir takım çalışması yapabilmek için hafta sonları bile pikniklere gitmeli veya yelkene çıkmalıyız-istemesek bile, başka bir şey yapmayı tercih etsek de...

Halimiz bu anlayacağınız, hatırlatmak istedim: ölüm diye bir şey var bir de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder