Artur'umuz biraz huysuzdur: Haziran'da deniz ayak bileğinden yukarı giremeyeceğiniz soğuklukta; berrak fakat çivi gibidir. Yaşlıların denize girmemesi için uyarı bile yapılır. Akşamları açık hava sineması estikçe eser, mide üşütür. Diskoya çıkmaya cesaret eden birkaç ergenin beli açık gezdiğine bakmayın-onların termal derili olduklarını zaten biliyoruz.
Okulların kapanmasıyla kalabalıklaşan sahillerinde şemsiye gölgesi bulamayınca birilerine yancı oturmanız kaçınılmaz olmaya başlar. Etraf mayın tarlası gibi komşu doludur; birine selam verip ötekiyle işler nasıl gidiyor, berikiyle ne olacak bu memleketin hali, derken akşama kadar yaz tatili için ayırdığınız kitabın sayfasını çeviremezsiniz.
Buranın sezonu sayılan Temmuz ortasından Ağustos ortasına kadar süren 1 ay; "Artur yazı" olarak tanımlanmıştır. (Eski Arturlular tarafından) Yani geceleri ince bir hırkayla çıkabilirsiniz ve şanslıysanız az soğuk denize girebilirsiniz. Sinema ile disko göze alınabilir.
Bu en güzel sezonda komşu duraklatmalarından başka çocuk cıyırtıları da kaçınılmazdır. Akşam yemeğini hafif yediyseniz, buranın başka hiçbir yerde bulunmayan mis gibi karadutlu-sakızlı dondurmasından bir kağıt helva yaptırmak için aşağı inebilirsiniz. Sakince bir banka kurulup kağıt helva arası dondurmanın tadına varayım derken, çılgınca oyunlar oynayarak uzaylı gibi sesler çıkaran çocuk sürüsü etrafınızı saracaktır-korkacak bir şey yok.
Bu en popüler sezon boyunca muhtemelen ailenizin bir araya gelmesi için fırsatlar çıkacaktır; 40 metrekarelik evlerde 4 aile yaz tatilinin keyfi paha biçilemez: okul öncesi 2 çocuk, 1 bebek, 5 yetişkin ve 2 yaşlı arasında sabah tuvalet kapmaca maceraları yaşanacaktır- antrenmanlı gelin.
Ekmek ve gazete almaya her sabah markete yürümek sorun sayılmaz, fakat suratsız marketçinin suratını görmemek için kim gidecek yarışı yapılır. Bir akşam düldülle dolanayım da şöyle bir her tarafı göreyim, demeyin- 10km hızla giden traktörü süsleyen sünnet düğünü ışıklarına ve torun oyalayan dedelere baka baka insanın içi şişer.
Siz en iyisi çıkın fenere yürüyün; orası her saat eser. Kulak uğuldatan, baş döndüren, adamı yalnızsa tırstıran bir iştahla eser. İntihar için mükemmel nokta; fenerin falezleridir. Seneye belki düşünürsünüz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder