(18 0CAK CUMARTESİ)
Eminönü kaosunun ortasında tuhaf ve ürkütücü bir rüya gördük ikimiz: bir türlü kalabalığı yarıp birbirimize varamadık, dolanıp durduk istediğimiz yere gidemedik, dik dar yokuşları tırmandık, aç susuz ve yorgun düştük, kırgın ve öfkeliydik, vazgeçtik birkaç kere sonra yine el ele tutup kaçmaya çalıştık, tuvalet kokan pis alt geçitlerden çıkmaya çabaladık, herkes üstümüze üstümüze gelirken aralarından sıyrıldık ama ne fosforlu iskelet eli şeklinde saç tokalarından ne de "rabia"lı saatlerden vaktinde kaçabildik...
Kabusa birlikte yattık, bir ara birbirimizi kaybedecek olduk, sonra yine beraber uyandık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder