5 Ocak 2014 Pazar

1656

Utanmadan kendime bir yılbaşı hediyesi aldırdığım bu Kadıköylü pazar günü, yine elbet mükellef kahvaltı sofrası ile başlamalıydı. Biz de tahin-pekmezli, kıymalı yumurtalı kahvaltımızı, biraz rahatsız bir sokak masasına kıvrılıp, epey manyak bir köpeğin tehdidi altına yedik. Yine de köşeye pısan zavallı kedi kadar korkmadık tabi.

Sokakta bir sürü baykuş çıktı karşımıza, artık algımız mı seçici oldu nedir, her yerde baykuş görmeye başladık- belki de bunlar dünyayı ele geçirmeyi hedefliyordur. Hava öyle bir soğuktu ki; hani çaktırmadan fena üşütüyor gölgede, sıcak birer kahve içelim dedik. Moda yolunda yeni açılan bir kahveye oturduk, bahçesinde yazın pek güzel serinlenebilinecek 4 kişilik masasını keşfettik ve Metin Üstündağ'ın dergisine göz attık.

Sonra nedense şeytan dürttü beni, waffle yiyelim diye tutturdum; çok bilmiş gibi hemen sıraladım istediklerimi bir de: siyah ve beyaz çikolata sürün, üzerine meyve istemiyorum, sadece kestane ve vişne koyun, biraz da kaymak... Sanırım 4 yıldır yememiştim, hakikaten 4-5 yılda 1 ancak vücut kaldırır bu şeker komasını!

Bizim oraya giden otobüsü beklemedim, bir önceki durakta indirene biniverdim, biraz daha yürümek istedim ve başımı hafiften cama dayarken eminim gülümsüyordum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder