(6 TEMMUZ PERŞEMBE)
İşte aşırı sıcaklar başladı, Artur bayram kalabalığıyla doldu taştı. Bu sezon gerçekten ekstra zorlu, keşke Eylül'de filan gelebilsek. Bir yandan burada zorlanmaktan şikayet ederken bir yandan İstanbul nasıl geçecek diye düşünüyorum. Buranın düzeni elbette bizim için yorucu olduğu kadar, kızlar için dolu dolu ve eğlenceli. Deniz, bahçe, park, anneanne, büyükanne, komşular, arkadaşlar, kaplumbağa, balıklar, kediler, ağaçlar...
Artık büyüdüler ve özgür olmak istiyorlar; Vera sabah arabaya binmeyi reddetti, ağlayıp parka inmek istedi. Mecburen kısa bir park yaptık- aslında ne kadar haklı- hayatını nasıl geçirdiğine o karar veremiyor. Akşamüstü iskeleye ikisi birden farklı istikamette koşunca çok zor bir an yaşadım; Vera'yı babası kurtardı denize düşmekten. Ardından gelen suçlanma, panik hepsi birlikte fazlasıyla ağır geldi bana.
Sonra her şeye ağladı Vera; üstünü değiştirmemize, denize girmemize, denizden çıkmamıza, diğer çocukların oyuncaklarını aldığında bıraktırmamıza... Saat 10da uyuyana kadar mahvetti beni. 2 yaşa yaklaşırken böyle oluyor demek ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder