9 Ağustos 2019 Cuma

3699

Boğuluyorum... Boğuluyorum...
Çıkamadığım, çırpındıkça battığım bir bataklıkta gibiyim.
Tekrar aynı kuyuya düştüğümde kendi kendime "İşte Rana, bu senin karanlığın. Kimseden medet umma, kendin çık buradan... Haydi bakalım kendi karanlığında tek başınasın." diyorum.
Tek başıma debelenip duruyorum, çıkamıyorum.
Başıma gelen tüm hastalıklar, kazalar, aksilikler, hayatımın tıkanıp kalmış hali hep bu yüzden.
Bu kadar berbat hissederken ve hep karanlık düşünürken, iyi bir şeyin başıma gelmesi zaten mümkün değil, biliyorum.
Nefes alamıyorum. Ne yapsam doğru düzgün nefes alamıyorum...
Gece yarısı uyanınca nefesim kesiliyor, uyuyamıyorum. Sabahları bezgin ve tükenmiş halde uyanıyorum. Acı çekiyorum, kimse bilmiyor... Kimse duymuyor...
Daha iyi hissettiğim günler 3ü geçmiyor, sonra tekrar aynı uçurum... Yine düşüyorum ve düştüğüm yerde yalnızım.
Benimle birlikte bir şarkıyı dinlerken duygulanacak birini yanımda isterdim, benle bir şiiri okurken içlenecek birini... Paylaşabileceğim birini, hissedebilen birini, tutunabileceğim birini...
Ama öyle biri yok, hiç olmayacak, boş bir yalan bu, zavallı bir kandırmaca.
Kimseyle konuşamıyorum, konuşsam anlamazlar, dinleseler bile bambaşka şeyler söylerler, bana karşı çıkarlar ve sonunda illa ki onlar haklı çıkarlar.
Dünya üzerinde tek bir kişi bile beni tanısa, anlasa yeterdi oysa. Tek bir kişi varlığımın değerinin kanıtı olabilirdi. Ama bunu beklemek için halim bile yok artık, yorgunum.
Sadece bitsin istiyorum, bu hayattaki günlerim bitsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder