Haddini bilmeyen ve bir türlü öğrenmeyen biriyle mecburen muhatap olmak zorundayım, asla kabul etmeyeceğimi ve çok net sınırımı çizeceğimi göstermem gerek bir an önce.
Cahil insan adamı adabından edermiş, diye boşuna dememişler. Ne kadar laf etsen anlamayan, hala aynı yerde sayan, yıllardır bir adım yol kat etmemiş zavallı birinin, kilometreler ötesinden beni rahatsız edebilmesi sinir bozucu...
Her telefonunda sinirimi hoplatan laflar edip, kapattıktan sonra saatlerce içimden onla kavga etmek zorunda mıyım? Günlerce aklıma geldiğinde her defasında talihime küfretmek zorunda mıyım? Gelecek mutlu günler için, onun bozacağından endişelenmek zorunda mıyım?
Benim kimseye ihtiyacım da yok borcum da. Öyleyse hiçbir şeye mecbur değilim ve hepsinin hakkımda ne düşünüp arkamdan ne konuşacağı umrumda olmamalı. Saygısızlık etmemek uğruna kendimden ödün veremem, değmez de zaten, ayrıca ne kadar ezilip büzülsem de onları memnun edemem. Demek ki herkes kendi yoluna-bir daha da yüzlerini görmek istemem!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder