31 Aralık 2016 Cumartesi

2744

(28 ARALIK ÇARŞAMBA)

Bu hafta her gün yeni bir olay getirdiğinden yazmayı unutmuşum, üstelik hangi gün tam ne olduğunu da karıştırdım artık...
Sanırım çarşamba dayımın anneme gidip konuştuğu gündü.

Hala yalan söylemeye cesareti olan kuzenim annemden özür dilemek için aradığını, eve uğrayıp da evde bulamadığını söylemiş bu kez de. Ama arama kaydından çok basitçe bunun ortaya çıkabileceğini hesaba katmıyor anlaşılan, hiç bir arama olmadığını görünce dayım da anlamaya başlamış kızının yalan konuştuğunu.

Tabi iş işten geçtikten sonra, anlasa da hala suçun kendi kızında olduğunu kabul edemiyor, hala başkalarına suç atmaya çalışıyor.
Kendince kuzenimin sevgilisini ve arkadaş grubumuzu suçluyor, onlar beş para etmez insanlarmış-kendileri beş para etmiyor asıl, haberi yok.

Sevgili yengem, kendini çok zeki zannederek hakkımda bir süredir dayımı da kuzenimi de doldurmaktaymış meğer, ortaya çıktı böylece.
30 yıldır yaptığım hata olmayınca düşünüp düşünüp bir şey bulmuş, ona tutunup büyüttükçe büyütmüş ve bize karşı arsızca kullanıyor. Elindeki tek şey bu çünkü, beni başka yerden vuramıyor...

Zavallı insanlar benim gözümde onlar: yengem kendi evliliğindeki sorunları kızına ve bana yansıttığı için zavallı, kuzenim zaten bir türlü hayatının sorumluluğunu eline alamadığı için zavallı, dayım da ne yazık ki gerçekleri görmek yerine öfkesini alakasız insanlardan çıkarmaya çalıştığı için zavallı.

Hayat, ne uzunsun!
Tüm düşmanlıklar bir süre sonra güldürür insanı, değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder