(27 MART CUMA)
Mart sonu Nisan başı doğumgünleri silsilesi başladı; bu gece de erkence kutlanan bir tanesi ile karşınızdayız.
Kendimize iki kişilik partili bir doğumgünü eğlencesi planladık; daha doğrusu gelebilecek herkes bir takım bahanelere başvurunca ikimiz kaldık-gençlik ölmüş!
Bir süredir ihmal ettiğim Beyoğlu geceleri yine leş ve güzel, ama sanki yağmurluya çalan havadan sebep; fazla kalabalık sayılmaz. Meyhanelerde demlenenlere özenerek bakıyoruz Asmalı sokaklarından geçerken. Buralar ne çok değişti diye üzülüyoruz bir de her seferinde...
Ara sokaklarda yine alışıldık tipler; sanki erkekler daha mı hoşlar artık kadınlardan? Tipi tutmayan da sakal bırakmış...
Yeşil saçlı alternatif ergen modası türediğini gözlemliyoruz, bir de Türk kadını illa ki hafif tombik.
Babylon'da Radyo Eksen partisi varmış; mekanlara girip çıkmaktansa orada takılalım diyoruz.
İçerisi henüz dolmadığından biraz yerimizi yadırgıyoruz başta; balkondan pist güllerini seyretmek daha rahat geliyor. Bir cin tonik daha söylüyoruz ve ortamdaki tiplemeleri inceliyoruz; köşede duran tatlı çocuk yanındaki kızla ilgileniyor, belli ki sırf ona yaklaşabilmek umuduyla gelmiş, ortada çılgın figürler sergileyen 3 kadın sanırım şu amcayla beraber bir şekilde, balkon çiftler bölgesi olmuş ve tüm kadınlar yanındaki erkeğe sımsıkı yapışıyor etrafa bakmasın diye.
Zira etrafta bizim gibi güzel 2 kız var.
DJler dans müziği çalıyor, coşkulu; lakin biz biraz hamlamış mıyız ne? Bir türlü tam havaya giremiyoruz.
Tanıdık şarkılardan cesaret bulup aşağı sahne önüne iniyoruz, başından beri dikkatimizi çeken kendi kendine dans eden çocuk da yanımızda bitiveriyor.
Çok imrenmiştim haline; tek başına nasıl keyifle dans ediyor- sanırım kafası çok iyi, demiştim. Bizim bu geceki meşemiz oldu resmen; onu izleyip gülüyoruz, ortamı şenlendiriyor.
Sigara molasını bahane edip kapı önüne çıkıyoruz; içerisi nedense çok boğucu. Nefes alalım derken o dans eden neşeli tip yanımıza gelip ateş istiyor.
Şu taktik de bi eskimedi!
Lafa giriyor bir şekilde, az muhabbet ediyoruz. O saatte geyik seviyesi çok derin olamıyor elbet; ama yine de eğlenceli insanlarmış. Tek başına değilmiş; arkadaşıyla karşılıklı dans ediyormuş ve yaşı gösterdiğinden küçükmüş. Gece çıkıp dans ederek rahatlamayı sevdiğini anlatıyor, arkadaşının evine o sabah hırsız girmiş ama o anlatmak istemiyor.
Sevimli insanlarla tanışmış olduk, içeride yine pek havaya giremeyince geceyi erkence sonlandırıyoruz.
Zaten meydana yürümek topuklularla işkence gibi; eve varış 2:30u buluyor.
Yine bir değişikli taksim gecesi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder