Pazarlar arasından ne güzel bir pazardı!
Öğlene kadar gazete okudum, kendime keyif olsun diye süslüsünden bir bardak satsuma-soda koydum ve arka sokağımıza gelen akordeon çalan baba-kıza kulak verdim; tembellik en çok pazar sabahına yakışıyor.

Öğleden sonra erkek arkadaşımın telefonuyla hızlıca kotuma girip, spor ayakkabılarımı bağlayıp, güneşe bakarak ceket filan almadan aşağı indim. Eşsiz bir Ekim akşamüstü bize denizin durgunluğundan, çimenin tazesinden, havanın ılık mavisinden, paten kayan çocukların gözlerinden ve daha pek çok yerden göz kırpıyordu...
Büyük bir fincan kahveyi bıcır bıcır konuşarak içtikten sonra, bisiklet, sevgilim ve ben; mutlu bir üçlü olarak sahilin bir ucuna hiç yorulmadan yürüdük.
Hiç ilişkimizden bahsetmedik, hiç özür dilemedik birbirimizden veya hiç bir an kasvetlenmedik- pazarlar arasından ne rahat bir pazardı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder