31 Ağustos 2018 Cuma

3351

(28 AĞUSTOS SALI)

Son günlerde açıldık, buraya iyice alıştık. Hatta Fethiye'de ne iş yapsak da buralarda yaşasak der olduk, çünkü bu güzel doğanın içinde olmak harika. Trafiği gerçi pes ettirdi, İstanbul'u aratmadı ya neyse...
Hele bir de bu sitenin kedileri yok mu- bizi belleyen birkaç kedinin en tatlısı maskeli yavru. Ben böyle sevimli şey görmedim, yanımızda götürmeyi çok istedim. Umarım burada bir evi vardır ve bakılıyordur, ki tertemiz ve besili tüm kediler zaten. Dominant maskeli ayrı alem, diğer kedileri kovuyor, hepsine musallat oluyor dev patili uyuz hayvan! Akşam yemekleri sırayla, dominantı bir yerde zapt edip diğer kedileri beslemeye çalışmakla sürekli bölünüyor.
Bu akşamki planımız Kayaköy CinBal'da yemekten sonra Babazula konserini dinlemek-heyecanlıyız.
Dün kendini halsiz hisseden arkadaşımız da bugün daha iyi, akşamüstü maniküre gidip ellerimiz güzelleşince kendimizi mutlu hissederek hazırlanıyoruz. 1 haftadır ilk defa makyaj yapıyorum- o da rimel ve rujdan ibaret.
CinBal adını neden verdiklerini anlayamadığım bu kendin pişir kendin ye mekanı, beni şaşırtacak kadar iyi. Başta dumandan boğulsam da, çakıl taşlı zemini ve ağaçlı ferah bahçesi hoşuma gidiyor. Kendi yaptıkları sucuğu tadıyoruz, çok lezzetli. Ardından köfte, pirzola, beyti, en son ciğer şiş atılıyor mangala. Hepsi nefis, İstanbul'da bulabileceğimiz etler değil kesinlikle.
 
 
 
Tabi çocukla gelinen mekanda oyun parkına yakın oturmak, hemen arkadaş edinip onlarla deli gibi koşturan çocuğu kontrol etmek, bir yandan mangalı idare etmek kolay işler değil. Bir harala gürele içinde yemeğimizi yedikten sonra Roots bara geçiyoruz.
Duyan gelmiş! Dedemler bir köşede buruşuk buruşuk dikilirken, ipini koparmış ergenler bir kenarda öpüşür koklaşırken, rastalı göbekli bacılar etrafta transa geçerken biz de müziğe eşlik ediyoruz. Tam bir BabaZula ayini kısacası! Deli deliyi görünce daha da delirirmiş misali, hep bir ağızdan bağırıp dans ediyoruz...

 
Dolunay'la göz gözeyiz bu gece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder