12 Ağustos 2018 Pazar

3335

Ne boktan bir pazar günü!

Taşınma ve yerleşme stresinin sonunda biraz rahatlayacağımız bir pazar günü beklerken neler oldu, inanılır gibi değil.
Kahvaltıdan sonra köpek maması alıp Emirli'ye gidelim diye evden çıktık, yolda eşimin yeğenini aradık. Kuzen 2 günlüğüne tatile gitti de evde yalnız kaldı diye kontrol etmek istedik, tamamen tesadüfen kedilerinin dün gece pencereden düşmüş ve hali hazırda kayıp olduğunu öğrendik.

Tamamen tesadüfen ve ertesi gün!!!

Yüreğimize indi tabi bu haber, nasıl gittiğimizi bilemedik, kendimizi evlerinin önünde bulduk. Komşulardan öğrendik ki, sabah erkenden hayvancağızı köpeklerin sıkıştırdığını görünce zor kurtarmışlar ve belediyeyi aramışlar, Beykoz belediyesi almış götürmüş. Deliye döndük.

Bir yandan hep hala bir umut var, en azından yaşıyor diye tekrarlayıp durdum, bir yandan da işimizin zor olduğunu ve şansın düşük olduğunu biliyordum başından beri. Ama bu kadar zorlanacağımızı tahmin edemezdim.

Beykoz belediyesi hayvan rehabilitasyon merkezinin Polonezköy'deki yerine bastık gittik, kapı duvar. Tadilatta olduğu için kapalıymış, defalarca 153ü ve büyükşehir belediyesi veteriner müdürlüğünü arayıp oradan oraya koşturduk. Kimse doğru düzgün bilgi veremiyor, pazar günü zaten görevliler yerinde yok, barınaklar kapalı, belediye kapalı.

Belediyedeki 3 görevli ile görüşebildik sonunda, onlardan yaralı hayvanların Kısırkaya barınağına götürüldüğünü öğrendik. Üşenmedik Sarıyer'e geçip Kilyos tarafındaki bu barınağa da gittik. Yarım saat önce ziyaret saati bitmiş, kapıdaki adam Beykoz'dan buraya kimsenin gelmediğini söyledi. Kafayı yememek için zor sabrediyorduk artık, umutlar giderek tükeniyordu. Bu arada belediyede çalışan bir arkadaşı araya soktuk, her şeyi denedik.

Detayları öğrendikçe içimiz yandı, mahvolduk. Hayvancağız sineklik kapalı cam açıkken camdan düşmüş, evde ona bakacak olan yeğen gece aşağı inip aramış güya bulamamış. Saatlerce aradığını söylüyorsa da küçücük arka bahçede nereye kaçar ki bu kedi? Sabah köpekler saldırmış, kim bilir nasıl korkmuş nasıl acı çekmiş... Düşündükçe içim parçalandı, bebekliğini bildiğim bir kediydi. Çok ama çok üzüldüm, çok da sinirlendim.

Ona göz kulak olamayan ve 1 gecede ölümüne sebep olan üniversite öğrencisi yeğene de, oğullarını koruyan laf söyletmeyen anne babasına da, kendileri alıp yakındaki veterinere götürmek yerine belediyeye haber verip bekleten komşulara da, belediyelere de, büyük şehire de, devlete de sağlam küfrettim!

Dünyanın en tatlı en masum kedisi bu saçma sapanlıklar silsilesi yüzünden öldü, onu hiç unutmayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder