Aşırı boktan uyandığım günlerden biri daha! Zaten dün gece biraz burnum tıkanık diye, biraz da endişeli ruh haline girdim diye epeyce geç yatmıştım, gece boyu sürekli boğazımda gıdıklanan gıcık yüzünden hiç derin uykuya dalamadım. Sabah da erkenden uyandım ve öksürük krizine girdim yine, anlatamayacağım kadar iğrenç bir süreç izledi bunu. Yatağa yatıp tekrar öksürmeye başlamamla banyoya koşmam arasında 1-2 dakika oluyordu genelde, bu 1 saate yakın devam etti. Sonunda yorgun düştüm ama, rahatladım da. Nefes alabilmeye başlamıştım ve uyuya kaldım biraz.
Bir süredir sabahlarım böyle başlıyor, ne biçim değil mi... Kahvaltıya kuşkonmazlı omlet yaptım kendime, avokadolu cevizli bir tabak hazırladım enerji toplamak için. Bizimkilerin eski bölümlerini izleyerek kahvaltımı edip mutfağı topladıktan sonra işlere başladım. Fazla randımanlı çalıştığım yok, neyse ki benim bu hastalığıma siparişlerin atölyeden geç çıkması da denk geldi. Aciliyetin olmayışı büyük şans bu aralar, ama tabi sonrasında fena sıkışacağımı biliyorum.
Sosyal medya paylaşımları, müşteri mesajlaşmaları, hazır siparişlerin fotoğraflanması derken, günün yarısı geçiverdi. Akşamüstü biraz mutfakta zaman geçirdim, yeni sağlıklı beslenme düzenimize uygun mantarlı karabuğday pilavı ve badem unlu limonlu muffinler yaptım-nefis oldu. Mis gibi kokuyor ortalık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder