(05 MAYIS CUMARTESİ)
Sabah kahvaltımızı güzelce yapıp hazırlanıyoruz; evden çıkarken illa ki biraz geç kalınır. Çıkmadan kedilerimizin mamasını suyunu tazeleyelim, hadi biraz da evi toplayalım derken biz de gecikmeli çıktık yola.
Kuzeni alacağız, oradan ver elini Keşan. Yavru kedi kurtarma operasyonuna karışan kuzen bizi biraz bekletse de kızamıyoruz. Zaten buluşacağımız arkadaşlar da gecikmişler, aynı zamanda varıyoruz Çamlıbel Restoran'a. Burası bir efsane.
Çamlar altında serince oturup satır et, ciğer sarma, pirzola istiyoruz. Hepsi nefis, her zamanki gibi mükemmel. Akşamüstü kalkıp Edirne'ye doğru yola çıkıyoruz. Akşam otelimiz yok, çünkü Edirne inanılmaz doluymuş, bu sene Kakava şenliği çok popüler olmuş.
Gerçekten de kalabalıktan gezilmiyor, köprüden karşıya geçilmiyor. Biraz dolanıp şenliklere katılmadan dönmeye karar veriyoruz, olacak gibi değil. Hem havanın sıcak ve tozlu, polenlerin uçuşuyor oluşu beni mahvetti hem de yorulduk yokuşlardan ine çıka.
Badem ezmesi fazla şekerli ve ciğer yiyecek kadar acıkmadık henüz. Birer kahve molası verip akşam geri dönüyoruz.
Biraz mantıksız oldu cidden bu gezi, gereksiz benzin yaktık ve yorulduk, plansız hareket ettik. Yine de keyifli bir hafta sonu arkadaşlarla olmanın tadını çıkardık.
Gece yatmadan önce dileklerimizi çizdiğimiz kağıtları gül dibine gömmeyi de unutmadık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder