Geçen haftadan beri nedense durmak bilmeden stres halindeyim, buyurun koşturmacama ortak olun:
Gece boyunca bölünen stresli bir uykuyla dinlenemeden uyandıktan sonra öğlen üzeri sahilde yürüyüşe çıkalım dedik. Normalde daha uzun mesafeyi daha hızlı yürürdüm de yorulmazdım, bu kez sıcağın da etkisiyle biraz çabuk yorulduk sanki. Yine de iyi geldi.
Öğlen eşimi iş seyahatine uğurladım ve masaya oturdum. Kısa bir süre sonra cüzdanını yürüyüşte benim çantama koyup kimliği, ehliyeti ile birlikte tüm banka kartlarını da evde unutmuş olduğunun farkına vardık.
Bildiğim tüm kargo şirketlerini arayıp ekspres gönderileri var mı diye sormaya başladım, hemen hepsi v.ı.p hizmetleri ile yarın sabah teslim edileceğini söylediler. Evimizin etrafındaki tüm şubelere uğrayıp göndermeye çalıştığımda ise, teker teker hepsi teslim saatinin garanti edilemeyeceğini söylemeye başladılar. Sonuçta göndermemenin daha güvenli olduğuna karar verdik ve internet sitelerinde yazan bilgilerin palavra olduğunu anlamış olduk.
Bu telaşın ardından, geçen cuma verdiğim acil gönderilerimin açıklamasız şekilde gecikmeli işaretlendiklerini gördüm, akşama kadar kargo şirketinin çağrı merkezinden ve müşteri temsilcimden bilgi almak için uğraştım ve elbette alamadım. "Operasyonel sorunlar sebebiyle gecikmeler olabilir" ibaresini biraz daha netleştirmek istedim ama mümkün olmadı.
Ardından birkaç aydır kullanmakta olduğum ve şu ara neredeyse tek alternatifimiz olan ödeme sisteminin anlaşmasını iptal ettiği duyurusunu aldım, gereksiz de olsa bir an panikledim. Neyse ki bizi etkilemeyecek bir durummuş.
Akşamüstü artık bunalmış vaziyette ve çalışma hevesimi kaybetmiştim, beni Kadıköy'e davet eden arkadaşımla buluşmaya gittim. Biraz dolandıktan sonra Güneşin Sofrası meyhanesine erkence oturduk, bahçesi Ege tarzında, kitlesi kaliteli olan bir mekan.
Personelin ilgisini de çok beğendim, yanımıza gelip mama isteyen kediye meğer arkada bol balık veriyorlarmış, bizim mamayı da bıraktık.
Hafif bir akşam yemeği için bir şişe beyaz şarabın yanına peynir, kavun, zahter salatası, arpacık soğanlı meze, levrek marin ve fıstıklı kuş üzümlü mezgit söyledik. Hepsi çok lezzetli, porsiyonlar büyüktü.
Laf lafı açıp da dertler derya olunca birer kadeh daha şarap istedik, kahvelermizi de içip geç olmadan kalktık.
Tek düşündüren hesabın açıklanamaz yüksekliği oldu, bunun dışında sevdim burayı, tekrar gelmek isterim.
Arkadaşımla bize geldik, eve dönerken de cips ve frigo almasaydık iyiydi!
Antik uzaylılar belgeseline şampanya ile eşlik ettiğimiz tuhaf, keyifli bir geceydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder