(15 EKİM CUMARTESİ)
Arkadaşlarımız geliyor akşama, biz de hazırlıklara başlıyoruz kahvaltıdan sonra.
Geç olmadan pazara çıkıp alışverişimizi yapıyoruz, hava serinledi ve pazar gezmek çok keyifli.
Eşim yerleri süpürüp silerken ben tatlıdan başlıyorum mutfakta; tiramisum hep beğeniliyor. Bu klez mascarpone ile orjinal tariften hazırlıyorum, mis gibi...
Ardından fırında sebzeli mantarlar, parmesan dolgulu biberler, patatesli palamut pişiyor.
Bir yandan portakallı sangria hazırlanıp sürahilere dolduruluyor, peynir&jambon tabağı İspanyol usulü dizilmiş, sofraya geliyor.
Her zamanki gibi geciken dostlarımızla birlikte akşam boyunca gülüp eğlenip yeyip içiyoruz, gece konsere gitmeye niyetlenen bir arkadaşın peşine takılıp her birlikte patdadanak Beyoğlu'na geçiyoruz.
İstiklal kalabalık, ipini koparan gelmiş pisliğini getirmiş, biz James Joyce'a girip sahne önüne geçiyoruz. Birer bira birkaç şarkı sonra ara veriyorlar.
Fena bir grup değil ama daha iyilerini dinledim, fazla havaya giremeyince eve dönüşe geçiyoruz, zaten saat 2 olmuş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder