11 Ekim 2016 Salı

2657

(02 EKİM PAZAR)

Yolculuğa çıkarken berbat hissediyordum; gece boğazım ağrımaya başlamıştı, sabahın köründe dinlenmeden uyanmıştım, üstelik ailevi sebeplerden dolayı kırgın ve gergindim.
Uçağa rahat yetiştik ama 4 saatlik uçuş bana çok uzun ve rahatsız geldi, sonunda Malaga'ya vardığımızda bu kez sıcak çarptı.
her yer kapı duvardı sanki şehir terk edilmiş gibi geldi; sokakların siesta vaktinde bu kadar boşalacağını düşünememiştik...
 
 
 
 
Küçük bir yer Malaga; keşfetmesi hem çok kolay hem de İngilizce düşmanı/fakiri sakinleri sebebiyle biraz zor ilk seferde.
Kaldığımız dairenin anahtarını alıp yerleştikten sonra yemeğe çıktık, ama restoranlar 19:00-20:00 gibi açıldığından biraz dolanmak zorunda kaldık öncesinde.
Tapeo de Cervantes; tripadvisor'da sonradan gördüğümüze göre en beğenilen restoranlardanmış. Şık hoş bir yer, küçük masalara oturup birer bira istedik ve tapas söyledik.
Bira alıştığımızdan farklı değildi, ahtapot ızgara lezzetli ama yanındaki patates püresi çok tuzlu geldi, kalamar tava taze ve çıtır çıtırdı. Bunun dışında jambona sarılı peynir tabağı, tatlı bir sosla sunulan et kroket ve Lübnan usulü yoğurt soslu köfte seçtik. Hepsi lezzetliydi, ama hiçbiri çok da etkileyici değildi aslında.
 
 
 
Bu şehri keşfetmek için yarından itibaren daha çok dolaşacağız!...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder