Bayramda kalabalıklaşan adayı çok sevemedim, gerçi yine de kalabalık sayılmaz.
İmroz'un dokusunu beğenmekle beraber hiçbirimiz insanına çok ısınamadık; çünkü buralı değiller.
70lerde doğudan getirilip ait olmadıkları bir yere yerleştirilmiş kopuk, ruhsuz insanlar... Sokağının taşına, evinin kapısı önündeki su küpüne sahip çıkamamışlar. Buranın tek eksiği adanın asıl sakinleri, Rum sahipleri...
Son günümüzde havayı güneşli görünce denize girelim istiyoruz, limana yakın tertemiz bir koy var. Şaşırtıcı berrak ve ılık suyun tadını çıkarıyoruz. Yüzdükten sonra köfte ekmek çok tatlı geliyor.
Son akşam yemeği mühimdir; ama her yer rezerve edilmiş masalarla dolu.
Yukarı Kaleköy mevkinde en tepeye kurulmuş rüzgarlı Poseidon'a niyet edip daha güzel manzaraya kurulmuş üstelik rüzgardan korunan Yakamoz'a oturuyoruz.
Bir ara babalarından bahsediyor herkes; baba ne önemli çocuk için, diye düşünüyorum.
Bir gün çocuğum olursa, babası çok sevsin onu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder