27 Eylül 2015 Pazar

2283

(23 EYLÜL ÇARŞAMBA)

İnatla açılmayan burnum az akmaya başladı, biraz daha halim yerine geldi bugün. Bu kez de dün geceden midem kötü! Geceki halime güldük epey, neler anlatmışım da haberim yok! İlacı kestim, gezmeme baktım.
Zeytinliköy ne sevimliymiş böyle! 60 yıl evvel buranın nasıl koktuğunu hissedebiliyorum. Kıvrıla kıvrıla yukarı tırmanan dar sokakların taşları taşıyor geçenlerin ayak izlerini...
Evlerin her birinin kendi karakteri olduğu kadar, birbiriyle uyumlu sakin bir hali de var. Burası ufak ama her şeyi olan bir Rum köyü imiş...
Sağlı sollu son yıllarda türemiş kahvelerin arasından en eskisine oturuyoruz; bu sahici Rum kahvesini çalıştıran yaşlı amca önce "Başlayalım mı?" diye sorup, şeker tercihlerimizi öğrendikten sonra cevzeyi karıştırmaya koyuluyor. Masamıza kulpsuz seramik fincanlarda dibek kahvesi, ortaya bademli kurabiyeler getiriyor. 
Yediğim en nefis kurabiye olabilir bu-ağızda dağılan taptaze incecik bir tat... Burada bence çok uğraşılmış yeni nesil İstanbul cafelerinde olmayan bir estetik var-ruhu var bu kahvenin. Bazı dediklerimizi duymayan bu amcanın akrabalarını, komşularını adadan sürenlere lanet okuyorum içimden.
Bütün Rum köylerini gezerken, terk edilmiş toprağın kuruduğunu hissediyor, sahipsiz kalmış taş evlerin köhnediğini görüyorum. Onu seven birileri kalmayınca ölüyor her şey demek.

Neşelenmek için tatlı yemeye oturuyoruz; Hristo'nun muhallebileri tam anneanne işi. Sakız adasından getirilen sakızla hazırlanan muhallebiyi kaşıklarken çocuklar kadar şeniz!

Tertemiz bir havayı soluduğumuzdan mıdır içimiz ferahlıyor yürüdükçe, buralarda yaşama hayalleri kuruyoruz. Adanın tek fena yanı musallat sinekleri. Zeytinyağı, sabunları, keçi peyniri, reçelleri ile balı güzel, oğlak tandırı meşhur. 
Öğlen yemeği elbette akşamüstüne kaydı, şu yokuşun köşesinde sevimli bir yer var: Cicirya ve vişinada neymiş, merak edip tadına bakıyoruz. Cicirya peynirli pizzavari bir kahvaltılık gibi, hoş ama hamuru fazla geliyor, vişinada da vişne şerbeti sayılır.

Yağmur bir bastırıp bir kesiyor, ada büyük olduğundan limanda sağanak varken otelin orası açık olabiliyor. Bugün epey fotoğraf çektik, akşamı oyun oynayarak havuz başında geçirelim diyoruz ve günün yorgunluğu üstüne çok eğleniyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder