İkinci günümüzde daha önceki seferlerde görmediğimiz bir yeri denemeye karar verdik ve Büyük Çakıl'a yürüdük. Aslında uzak değil, ama sıcakta yokuşlu yolu biraz bunaltabiliyor.
Plajı adı üzerinde çakıllı, geniş ve denizi yine biraz soğuk. Tatlı su kaynakları çıktığından az tuzlu ve berrak, rengi tam turkuaz...
Burada birkaç işletme var, bizim gözümüze sempatik gelen girişte sol tarafta kalan. Dev balık ve Çapulcu Penguen bizi karşılıyor.
Sezon henüz tam açılmadığı için kalabalık değil, istediğimiz şezlonga geçiyoruz. Bugün biraz rüzgarlı, gölge üşütüyor ıslak mayoyla.
Sahilde oynayan çocukları izliyoruz, arkadaşım biraz da mesleki merakla grup içi dinamiklerini gözlemliyor, gülüyoruz. Çocuk olmak güzel şey!Öğlen ton balıklı salata ve sigara böreği istiyoruz, burası diğer beachlere göre daha mütevazi bir yer. Ama konforlu, müzik de rahatsız etmiyor. Bağcılar'dan buraya göç etmiş sevimli işletmecisi arada bir türkü mırıldanıyor...
Dinlenmiş hissederek ayrılıyoruz Büyük Çakıl'dan, bir daha gelinir.
Akşam arkadaşımızın ısrarla tavsiye ettiği Mey Meze'yi aradık, onun yerinde Piraye Meyhane vardı. Meğer el değiştirmiş, ama mezeleri aynı. Nostaljik atmosferini çok samimi bulup oturduk, teras biraz üşütecek gibiydi ama rakı içtikçe ısındık.
Meze dolabından deniz börülcesi, kuru cacık, havuç tarator, hardal soslu levrek ve fesleğen soslu mezgit seçiyoruz. Sarımsağı az kullanmayı tercih etmeleri biraz eksik bırakmış tatları, ama olsun. Soya soslu ahtapot tavayı da beğendik.
Eski İstanbul belgeselleri ve 45likler eşliğinde, Yeşilçam filmlerinden komik seçkilerle çok tatlı bir akşam geçirdik. Bayık şarkılarından ve sarhoş halde verdiği hayal kırıklığı konserinden bahsettiğimiz Birsen Tezer'in yan masada oturduğunu son anda fark etmesek iyiydi!
Mekandan kalktığımızda bir yudum içecek yerim kalmamıştı; yine de Kaş'ın sayılı barlarını kolaçan ettik. Echo'da Uğur Polat başta olmak üzere ünlüler, genelde daha cool bir kitle oluyor hep. Fırt ise biraz Araf havasında, oynamalık sevimli bir bar; çıkan Ankaralı grup da Cümbüş çakması gibi sanki.
Tam da havaya giremeden, ama Balkan şarkılarına biraz biraz eşlik ederek ayrılıyoruz buradan-bu gecelik bu kadar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder