1 Haziran 2015 Pazartesi

2168

(31 MAYIS PAZAR)

Anneannem ve dedemi biraz dışarı çıkarmaya niyetlendik bu sabah, yaşlıları gezdirmek gençlere düşüyor. Zamanla ne kadar değiştiklerini, aşırı yavaş yürüyüşlerini, bükülmüş bedenlerini ve kırışık yüzlerini görmek bana dokunuyor...
Koku alamayan burnuyla anneanneme doğum günü hediyesi parfüm seçmeye çalıştık, bir sürü güzel parfüm denedik.
Öğleden sonra, akşamdan kalmanın yorgunluğu henüz geçmemişken eve vardığımda bilgisayarı açtım ve beni paniğe sürükleyen bir mail okudum. İşle ilgili teknik bir konuda hiç beklemediğim bir mesajdı, ardından 2 saat İngilizce dokümanları tarayarak terimleri algılamaya çalışmakla geçti.
Sıkıntıdan yerimde oturamadığımı fark edince stresimi atmak için beni sahilde bir bira içmeye çağıran biriyle çıkmayı kabul ettim.
Biraz zaman aldı, bir bira iki sigara sonra azıcık gevşedim ve konuştukça aklım dağıldı, dertlerimi unuttum. Sahil kalabalıktı, Gezi'nin 2. yıl dönümüydü ve bira içmek iyi geldi.
Biz böyle şurdan burdan derken birkaç saat konuştuk, birbirimize hayatımızdan, yaşadıklarımızdan anlattık.
Benim için yeni tanıştığım biriyle sohbet etmek her zamanki gibi değişikti, kafa rahatlatıcıydı.
Gece yine aklıma aynı sıkıntı düşünce uyuyamadım, uyandığım aralarda hep ne yaparım diye düşünmekten kendimi alamadım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder