(06 HAZİRAN CUMARTESİ)
Yağmurlu mu güneşli mi, serin mi bunaltıcı mı karar veremeyen tuhaf bir gün...
Sabah kahvaltıyı dışarıda yapmak isteyip çıktık, kuzeni de alıp bastık Pendik marinaya gittik. Sıkıntılı, tarihi itibariyle gergin bir gün zaten; mecbur hep seçim muhabbetine dönüp geliyor sohbet.
Kahvaltı ve kahvenin ardından Kadıköy'de işleri halletmeye gittik, yolda trafikten bunaldık, camları bir açıp bir kapattık.
Gittikçe sinirlenmeye başladım bugün-rahatlamak ve yeni haftaya başlayacak motivasyonu tazelemek için fırsat bulamadığım hafta sonları agresif oluyorum.
İstediklerimi yapma şansım olmayınca, baskılanmış hissedip sinirleniyorum- elimde değil.
Akşamüstü eve döndüğümüzde her şey çekilmez gelmeye başlamıştı bana artık-banyoya girip biraz iç sıkıntımı akıttım, iyi geldi.
Akşam yeniden Kadıköy'e geçelim dedik, evde durmayalım. Oturacak yer bakınırken yağmur çiselemeye başladı, arkadaşımızın mekanının el değiştirdiğini fark ettiğimizde ise hepten ıslatmaya başladı.
Herhangi bir yerde birer bira söyledik, saat 9a gelirken iyice acıkmıştım ama görünüşe göre burada çerez bile yiyebilmek bir meseleydi.
Doğru düzgün bir şeyler yiyelim diye kalkıp Moda'ya yürüdük, yağmurun tek kolumuzu ıslattığı kenarda kalmış tek boş masaya sığındık. Muaf'ın servisi hep yavaş, yine de buranın havasını seviyorum.
Önceki sefer içimde kalan karidesi söyledik, bira bile geç geldi.
Mekanını kapatan arkadaşı merak ediyorduk, yanımıza çağırdık biraz dertlerini dinledik.
Oradan kalkıp Bardanadam'a geçtik 3. biraları içmeye; bir yandan hayaller kurduk: bizim de buralarda kendi mekanımız olsa, onun yeni açacağı yere biz de ortak olsak, hem eğlensek hem para kazansak...
Kime oy versek ya da vermesek, 20 yıl evvel ne nasıldı, kimler hangi mekanları açtı kapattı, neresi iş yaptı da yeni şubeler açtı, bilmem ne derken gece yarısını geçtik.
Sabaha karşı kötü bir hisle uyandım, tuvalate yetişemeden kusmaya başladım.
İğrenç hallerimi bile kaldıran bir adam var yanımda, şanslıyım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder