Kireçburnu'nda kahvaltıya gitmek fikri bizi her seferinde sevinçli çocuklara çevirir-kuş üzümlü kıymalı kol böreği ile mantarlı su böreği ağzımızı sulandırır ve yataktan çabuk kaldırır!
Böreklerin tabakta son kalan parçalarını paylaşırken biraz enerjimiz düştü de yan masanın yediklerini gözetlemeye başladık. Bir dahakine poğaçayla simit söyleyeceğim-ama hiç fırsat kalmıyor böreklerden!
.jpg)
.jpg)
Bugün de karşı tarafın boğazında yürüdük; laleler ve pıtır pıtır kır çiçekleri arasında mis gibi bahar havasında...
.jpg)
.jpg)
Yeniköy'e varınca bir soğuk mola verelim dedik; tarçınlı kahveli dondurma alıp Mua'nın boş masalarından birine oturduk ve birikmiş gazeteleri okumaya koyulduk.


Hayatımızdakiler yetmezmiş gibi-mahallenin ara sokaklarında kunduracı amcanın dükkanına karşı mavi yuvalarına giren serçeleri sevdik.

Trafikte kalmaktan bile sıkılmadık Kadıköy tarafına geçerken-şarkılar söyledik. Sahilde birer bira açıp geçmişten söz ettik.
Her zaman biraz buruk yapar insanı geçmiş; ben birkaç damla yaş döktüm ve sen birkaç defa beni öptün.
Kızıltoprak'a kadar yürüyüp hamburgeri hak ettik sonrasında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder