19 Nisan 2015 Pazar

2125

(18 NİSAN CUMARTESİ)

Limonata gibi bir havada Kireçburnu sahilinde biraz oturduk, akşam ışıl ışıl İstanbul'a bakan restorandaki masamıza geçtik. Eski iş arkadaşları büyük yuvarlak masayı doldurdu, mezeler öncen gelip içkiler geç kaldı-ama çok güzel bir akşam oldu.
Yine düğün sezonu açıldı; bu akşam aynı zamanda sezonun ilk boğaz havasını da almış olduk ve sezonu kapatan balıkçıların ağ temizlemelerini izledik. 
Biraz erken ayrılıp film festivalinden son seçimimize yetişmek için Taksim'e sürdük; gece yarısı kuşağı bizim küçük geleneğimiz oldu. Adından pek söz edilen yeni nesil korku filmi, It Follows geleceğin kültü olarak tanıtılıyordu; heyecanla yerlerimize oturduk. Atmosferi epey ürpertici ve özellikle Dario Argento filmlerini hatırlatan müzikleriyle başarılı bir filmdi, fakat hikayenin anlatımında eksiklikler vardı gibi geldi bize.
Tam anlam veremediğimiz, açıklaması zor bir lanet musallat oluyor mahallenin gençlerine; sevişerek bulaşan bir lanet bu ve sürekli başka formlara bürünen bir varlığın takip etmesiyle hayatı kabusa çeviriyor. Aslında eskiden sık sık gördüğüm kabuslara benzer bir kaçış hali var; senden başkasının göremediği bu şeytani varlığın dik dik gözlerinin içine bakarak üstüne yürüyüşünden kaurtulmak için asla 2. çıkışı olmayan bir yere girmemek gerek.

Uykulu gözlerle yorgun argın eve dönüp saçımdaki tokaları sökmeye başladık yatakta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder