29 Haziran 2014 Pazar

1832

Misler gibi boğaz havası! 
Muhteşem bir İstanbul sabahına, güneşli ama rüzgarlı ve kalabalığından arınmış şehrimizin sakin ve serin sabahına uyandık... 
Galiba en son, sanat tarihi dersi için okula gittiğim cuma sabahlarından birinde bu kadar mutlu çıkmıştım evden, muhtemelen bir Eylül cuması idi...
Kadıköy'de buluşup Beşiktaş'a geçmek için sözleşmiştik dün geceden, ada vapuruna yetişen tatilcilerin telaşını seyrettik son anda kaçırdığım vapurun ardından gelecek olanı beklerken... Masmavi bir yolculukta püfür püfür öpüştük!
Beşiktaş'ta birbiri ardına sıralanmış küçük mekanlardan birine kahvaltıya oturduk, giderken eski fırından tuzlu çörek ve sokaktan simit aldık. Bütün salamları anne kediye verip minik tereyağının üstüne gül reçeli sürerek yedik. Gazete okumaya çalıştık çay gelmesini beklerken, her yaştan insanlar geldi gitti, her cinsten insanlar oturup kalktılar, yeyip içtiler ve konuşup gülüştüler. Gölgeli bir ara sokağın akıp giden huzuru!
Kahvaltı sonrası bezginliğe düşmemek için hemen kalkıp Ortaköy'e indik ve epeydir bana sevimsiz geldiği için uğramadığım çarşısında dolandık. Işıl ışıl kristal boncuklar, ince altın renkli bileklikler, dünyamızı istilaya hazırlanan baykuşlar ve don lastiğinden sohbet açan geniş teyzeler arasında başımız dönene kadar dolaştık. Renklere Güneş vurunca tam yaz geliyor!
Restorasyondan eli yüzü düzgün ve akça pakça çıkan Büyük Mecidiye'yi seyrederken birkaç fotoğraf çekmeyi akıl ettik. 19. yüzyılın bu süslü güzelini pek severim... Bir fincan kahveye niyet edip bira içmeye oturduk sonrasında bir teras köşesine; dinlenirken kelime oyununa sardık -o "Çengelköy hıyarı"nı yeneceğim!-

Yeterince acıkmadığımız için boğaz hattından yürümeye karar verdik; Kuruçeşme'den geçerken popülerliğine anlam veremediğim mekanların kapılarına ve teknelere baktık, Arnavutköy Parkı'na kadar zorladığım ayaklarımın tabanları şişince atlayıp ilk otobüse gerisin geri Beşiktaş'a vardık.

Köftecileri kapalı bulunca dönerciye oturup karnımızı doyurduk ve resmen yorgunluktan, deniz havası çarpmasından kendimizi eve zor attık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder