2 Haziran 2014 Pazartesi

1803

(01 HAZİRAN PAZAR)

Son anda çalışmaktan vazgeçip karşıya geçtim bu yağmurlu haziran akşamında.

Gelen ilk otobüse bindim köşe başından, hemencecik geçtim trafiksiz köprüden müzik dinleyerek ve boş sokaklara vardım. Osmanbey'de hızlı bir bira&sigara molası verip, uzunca bir zamandır ayrı kaldığım arkadaşımı alıp Nişantaşı'na çıktım. Yazılmakta olan bir kitabın karakterlerinden, seramik kaplı uzak mekiklerine uzanan sohbetimiz esnasında birer bira daha içtik. Ardından son iki gece daha yazması gereken arkadaşı eve uğurlayıp Taksim'e yürüdük ve dün geceden kalma mahmur TOMAların arasından kendimizi süper güvenli hissederek Galatasaray'daki avluya kurulu en sevdiğimiz çaycıya gittik. Kadın-erkek klişelerinden, ortak tanıdıklardan ve yamyamlıktan konuşarak  gece yarısını ettik. Her zamanki gibi sayamadığımız çayları 15'ten 10'a yuvarladık hesabı öderken-öyle bir karşılıklı güven, böyle bir müşteriye teslimiyet!

Rahatlatan serin bir Haziran akşamı, birkaç aydır özlenen arkadaşlarla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder