22 Ağustos 2013 Perşembe

1518

(20 AĞUSTOS SALI)

Bu kesinlikle çılgınca bir tatil! Vuuhuuu!

Uzun araba yolculuğuna alacakaranlık vakti çıkmış olmamız yeterince çılgın değilse bile, yolda tehlikeli solladığımız şoförün bize kızması biraz çılgıncaydı kabul edin-tabi polisin birden bizi kenara çekmesi kadar değil!

Peki ya, Polonyalı bir zengin kızın aile mirasına kalan eski sabun fabrikasının tekinsiz taş binasının kırık dökük pencerelerinden içeri bakmak merakı ile gizlice girdiğimiz gece, aniden havlamaya başlayıp ödümüzü koparan vahşi köpek??

Dolunay gecesi marinada gözümüze kestirdiğimiz tekneye sessizce girip kara bir kediyle beraber güvertede sabahlamamız da mı çılgınca gelmiyor kulağa?

Yahu-bizzat 2 adet düşmanın canını aldık o gece, birini denize döktük İzmir'den, az mı?!

Gece ayrı tehlikeler, gündüz ayrı maceralar; denizden ayak kapan dev midye çıkardık da elimizi zor kurtardık çenesinden...

Herkes kaydıraktan kayarken biz su altında keşfettiğimiz tünellerden yüzdük...

Kahramanlıktan yorgun düştük a dostlar, yoksa eski Kiklad gemilerinden birini kapıp Yunan adalarına da gidecektik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder