19 Ağustos 2013 Pazartesi

1516

(18 AĞUSTOS PAZAR)

Bugün resmi olarak tatilimizin ilk günüydü, biz de kutlayalım dedik!

Gelinkaya plajına yürürken gazetemizi de aldık kolumuzun altına, İzmir güneşine önceden hafif pembeleşmiş vücutlarımızı sere serpe teslim ettik!

Öğlen acıkmayı pas geçtik, akşam yemeğine erkence, İskele tarafındaki güzel mekanlardan birinde oturacağımızı biliyorduk zira...

Her akşam rakı içilmez, diyerek bu seferki masamızda mezelere birayı eşlikçi kıldık.


Zeytinyağının hiçbir şeye benzemeyen mis kokusu, yoğurdun en nefisi ile tatlandırılan mezeler İstanbul'da kolay bulunmayacak kalitede idi.

Midye dolma, kabak çiçeği dolması, yoğurtlu semizotu, köz patlıcan dövme, acılı Girit ezmenin ardından taptaze çıtır çıtır tekir söyledik.

Epeyce şişmiş vaziyette ayrıldık mekandan, biraz yürüyelim dedik ve şöyle bir turladık İskele etrafında.

Akşamları hep serinliyor hava, hafif esinti çıkıyor, İstanbul'un pis sıcağı gibi yapışmıyor insana...

Hafiflemiş, dinlenmiş döndük bir zamanlar Yorgo seferis'in yazlık evi olmuş otelimizin taş duvarlı loş odasına...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder