16 Ağustos 2013 Cuma

1513

(15 AĞUSTOS PERŞEMBE)

Yine mi perşembe yine mi çiçek!

Bir araya geldiklerinde kozmik patlamalara sebep olan iki süpernova misali, yine bir aranın ardından buluşup Caddebostan sahilinde gevşemeye koyulmuştuk...
Güneşi batırırken 1 şişe blush'ımızın dibini bulmuş, yeni tanışılan heyecan verici bir adamdan bahsederken, çoğunlukla tokat atarak cevaplayacağımız bir takım hareketlerin bazı kişiler tarafından yapıldığında nadiren pek çekici gelebildiğini anlatmaya başlamıştık...
Bir saat sonra filan, hani hiçbir janra girmeyen ama çok sevilen, tarif edilemeyen enteresan kitaplardan bahsederken iyiden iyiye günün, haftanın, bir ömrün sıkıntısını atmıştık...
Derken, etrafımızda bir hareket, bir bereket; yerlere örtüler serildi, üzerlerine mumlar kondu, bizim tarafa yeni gelenler kibarca "Kalabalık olacağız!" diyerek oturtulmadı, "n'oluyor yahu?" noktasındayken merakımız çok da uzun sürmedi...

Birden arkamı döndüğümde karşıma çıkan bateri-evet bateri- sanki bir tambur-tambur mu gerçekten o??-bir saksafon-sahilde?-ile bir trompet ve minik megafon gördüm. Herhalde bunları az ötede darbuka çalıp oynayan çingenelerle, dilek feneri ve çekirdek satarken caz dinlemeye uğrayan şaşkın amcalar ve "yürüyen tekel"lerle ancak bir rüyada bir araya getirebilirdim...

Akşam yavaştan gecenin kollarına bırakırken kendini-erotik oldu-biz oturduğumuz yerden; kareli piknik örtümüzden şaşırtıcı güzellikteki jazz şarkılarına hafiften köşesinden eşlik etmeye başlamıştık...

Ne diyelim, kozmik çekimimiz pek yüksek yahu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder