29 Haziran 2013 Cumartesi

1465

(28 HAZİRAN CUMA)

Geçen gece, kendini cuma zanneden ve kısa kişisel tarihimize not düşülecek bir perşembe idi...

Gerginliğimizi atmak, birkaç bira içip rahatlamak niyetiyle gittiğimiz "her zamanki" mekanda, masamıza toplanan ahalinin sohbetiyle ihtiyacımız olandan fazlasını bulduk: tarih, sosyoloji, siyaset üzerine ülke ve hatta dünya kurtaran muhabbetler, bolca tütün yanında "paylaşılan" içkiler, oradan oraya atlayan ve bir türlü kapanmayan heyecanlı konular ile bu mevzuda söyleyecek mutlaka bir şeyleri olan, adeta birikmiş insanlar, yeni tanışılanlar yahut aşina simalar, farklı bakış açıları ile bazen bir başkası ağzından çıkan şaşılacak denli bize ait söylemler, Hatay'da ortaya çıkarılan mozaiklerde İsa'nın el uzattığı iskelet, habire sönen sarma sigara, Olimpos'ta bayılmayı önleyen buz gibi su kaynağı, Rum lafının asıl anlamı, bazı insanların hep "orada olması"nın nasıl rahatlatıcı oluşu...

Ardından bir rüyadan uyanır gibi aniden fırlama bir kuzen tarafından çekilip eve götürüldük, üstüne bir de sinir bozucu, fakat sinir bozuculuğu hoşumuza giden dizinin "adalet parkı" temalı bir bölümünü seyrettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder