(08 HAZİRAN CUMA)
Uyumsuz 3lü
Araya uzun zaman girmiş bir arkadaşın da katılmasıyla enteresan bir 3lü oluşturduk: göz alıcı renklere bürünmüş nar çiçeği elbiseli ve su yeşili atletli iki kızın yanında simsiyah, alelade ve mevsime uygunsuz botlar giyinmiş çirkin bir erkek.
Bu uyumsuz 3lü yine de deniz kenarında çimenlere oturup muhabbete daldı: diş tedavisindeki yenilikler ve ekseri hepsinin korkunç oluşundan söz açılıp dişçi koltuğunda ağzı açık tutarak beklemenin yarattığı gerilimden ve kan aldırırken sabit durmak gerekliliğinin anksiyetesinden bahsedildi.
Hafif kanlı ve biraz iğrenç başlayan sohbete ölüm korkusunun insana baskısı ve ölümün anlamsızlaştırdığı hayat kavramı üzerine bir yere varmayan felsefe denemeleriyle devam edildi: yaşanan tüm hazlar, ne kadar coşkulu olursa olsun, önünde sonunda yok oluşla sonuçlanıyor olduğumuzdan son kertede manasızdı ve öne sürülen öte-dünya fikrinin hangi ihtiyaç karşılığı ortaya çıktığını anlayabilsek de, bu bizi zerre rahatlatmıyordu.
Biri çok kararmış, diğer ikisi rengarenk güller gibi açılmış görünen bu uyumsuz 3lünün uyumsuz üyeleri, akşamüstü güneşinde birbirlerine tarot bakarak enteresan buluşmalarını tamamladılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder