5 Haziran 2012 Salı

1078

Aniden mevsim normalleri üzerine çıkan sıcak havada şehrin kalabalık dar sokaklarında dolanmaktan ve artık saati belli olmayan trafikte beklemekten bunalan genç kadın, içindeki huzursuzluğu hissetmemek için durmadan çalışıyor, oradan oraya koşturuyor, her gün kendini yollara atıyor ve elinden geldiğince yoruluyordu. Akşamları eve döndüğünde, üstünü çıkarıp sandalyeye fırlattıktan ve bir soda açtıktan sonra, yapacağı bir şey kalmadığını görüp önce bir karamsarlığa bürünüyor, gecenin ilerleyen saatlerindeyse yeniden hayat bulmuş gibi canlanıyor, bazen heyecanla gotik bir öyküye yumuluyor, bazen en sevdiği Alman düşünürün kafasına şimşek gibi çakan kitabından bir bölümü çevirmek için titizlenip gereksiz bir kahramanlığa girişiyor, kimi zaman da yalnız başınalığının tadına varmak için gecenin kör vakti korkacağını umarak, sessiz ve karanlık koca evin bir köşesinde absürt bir korku filmi izliyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder