BİSİKLETLE BİRLİKTE BENİ DE SÜREN HARİKA ADAMLA BERABER HARİKA BİR NİSAN PAZARI DAHA!
Hava kapalı, yağacak gibi de olsa gülümseyerek bu Nisan pazarına başladık:
Önce trafiğe kapatılmış caddeye indik ve Backhaus'ta bon giorno kahvaltıyı denedik, zeytinyağına ekmek bandık, peynirli omletini birbirimize yedirdik...
Ardından bomboş caddenin ortasında dilediğimizce yürümenin, kornasız konuşmanın, telaşsız adımların tadını çıkardık...
Bisiklet turu başlamıştı, yarışçılar henüz bu tarafa gelmeden fırsat bu fırsat deyip, bisiklette çiftli tura başladık-yalnız tandem değil bildiğin eski usül!
Güneş yüzümüze çarpıyordu, ben şarkı söylüyordum-Beatles-saçlarım arkamda bisikleti süren adamın suratına uçuşuyor ve her zamanki gibi onu gıdıklıyordu. "Artık beni bisikletinle gezdirmiyorsun diyordun bir de geçen...Bak hem de bütün caddeyi iki kere turladık...!" dedi.
Caddede herkes bize bakıyor, bazısı fotoğraflarımızı çekiyordu, kıpkırmızı rujumla hepsine kocaman gülümsüyordum. Patenli çocukların, bakakalan yayaların yanından hızla geçip giderken gülüşüyorduk. Arnavut kaldırımı yola saptığımızda titremeye başladık, karşımıza araba çıkınca bir sağa bir sola slalom yaptık-biraz korkuyordum ama en fazla ölürüz dedim!
İlk defa birlikte vişne-yeşil elmalı denediğimiz dondurmacımızın önünden geçip sahile indik, yarışçılar için ayrılmış yola girip son 500 metreyi de beraber tamamladık. Terleyip nefes nefese kalmasına rağmen bisikleti süren adam yorulmuyordu...
Takımların yaklaşmasını heyecanla beklerken yerlerimizi 200m. civarında aldık, az önce bisikleti benle beraber süren adam şimdi bana hangi renk formanın hangi takıma ait olduğunu anlatıyordu...
Arabalarla, metal yığınlarıyla, dumanla, benzinle dolan dünyada baldırlarına kuvvet yaşamayı seçen bir grup genç ruhlu insanı gönülden alkışladık!
O, atılan su mataralarından kapmak için uğraşırken ben de fotoğraf çekme görevini üstlendim. Son 8 etabı bir yukarı bir aşağı bir ekrana bir finish'e gidip gelerek geçirmenin yorgunluğunu ayak bileklerimiz hissettiriyordu...
Son gücümüzü dondurmacımızdan birer kap almak için yürürken topladık-benimki bademli portakallı ile armutlu mascarponeli, onunki her zamanki yeşil elma-vişneli ile-yoğurtlu bitmiş olacak ki-karadutluydu...
Bu harika günü bitirirken demek istiyorum ki: Cumhurbaşkanlığı Bisiklet turu'nu seyretmenin heyecanına kapılıp kendini unutan tüm kırmızı burunlar el kaldırsın!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder