(8 MART)
2020nin başında olduğum kişiden farklıyım bugün, aradan sanki 2 sene değil de, 20 sene geçmiş gibi. Bazen hala içimde aynı heveslerin olduğunu fark etsem de, hiç büyümediğimi görsem de...
Tam 2 sene önce bugünlerde evlere kapanma süreci başlamıştı; o zamanlarda kaygıyla karışık umutlarımı hatırlıyorum, karamsarlığa kapıldığım günleri ve her şeyi nasıl özlediğimi. Hayatı daha keyifli kılan şeyler eklemiştim günlük rutinime; bana iyi gelen şeyleri evde de yapabileceğimi fark etmiştim: her gün yoga, haftada 3 kere piyano, hafta sonu hayvanlarla bir arada şehrin kalabalığından uzak, sessiz köy yaşantısı...
Hamileliğimde ise bunları yapamaz oldum ve sahip olduğum son mutluluk da elimden alınmış gibi çok içerledim hayata, kahve bile içemiyordum ve bir fincan kahve içmenin keyfini cidden özlüyordum. Doğuma kadar düşe kalka tırmandı bu gerginlik, sonrası tam bir dağılma, bir nötron çarpışması...
Işık...Parlama...Yeniden doğuş....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder