(04 EKİM PAZAR)
Kahvaltıya çağırıldık ve reddedemedik, yine 60+ yaş komşularımızla başlıyoruz pazar gününe. Ben de şeftalili kek yapıp götürüyorum, kahveye küs olan komşularımız da katılıyor. Hala bir gerginlik var gibi ortamda, bu da beni rahatsız ediyor biraz.
Öğleden sonra evdeki bir işi halletmek için komşumuz yardıma geliyor; buzdolabını yerleştirmek için mutfak mermeri ucundan kesmemiz gerekiyordu. Ufacık bir köşeyi törpülemek bile ne kadar tozutuyor ortalığı, evin için duman ve koku doluyor. Ardından bir de dolabın kapaklarını değiştirmek isteyince iş uzuyor, ama bitince aklımda kalan bir meseleyi daha halletmiş oluyoruz.
Bir başka aklıma takılan mesele ise; 1 ay önce siteden toplayıp sanayi bölgesine bıraktıkları kediler. Emily'i öyle çok seviyordum ki, onu nereye götürdüklerini bilmemek beni çok üzüyordu bugüne kadar. Vicdanımız rahat olsun en azından bir görmeye gidelim dedik ve üşenmeden gidip baktık. Ama hiç kedi göremedik ve bekçi yine onu getirmediklerini söyledi. İnanmıyorum aslında ama, tek umudum bir yerlerde iyi olması, umarım sağlıklıdır ve mutludur güzel rustik kızım...
Mutfaktaki her şeyin temizlenmesi gerekiyor mermer kesiminden sonra, dünden beri evi süpürüp silmek, toz alıp banyo temizlemek derken akşam yorulmuş hissediyorum kendimi. Eve geç dönüp geceyi kedilerimle huzurlu geçirmek istiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder