(11 NİSAN PAZARTESİ)
Sıkıntılı günler devam ediyor, belirsizlik ve stres sürüyor...
Gündüz çalışmaya çalışıp sonunda kendimi dışarı attım, evde duramayacaktım.
Uzun bir yürüyüşün ardından Coşkun Usta'nın yerinde pide yemeye oturduk, sokaklarda kiralık evlere baktık, sonra Kadıköy'e geçtik.
Akşam film festivaline biletimiz vardı, adını bile hatırlamadığım bu filme sırf biraz kafa dağıtayım diye girdim.
Lady in the van bir İngiliz absürd komedisi diyebilirim, yaşlı bir evsiz kadının Camden mahallesinin şirin evlerinin bahçelerine sırayla konuk olmasını anlatıyor...
Çift kişilikli bir yazarın garajına park ediyor minibüsünü, en uzun burada kalıyor.
Minibüsünü mimoza sarısına boyamaya bayılan bu ters tavırlı, atarlı yaşlı kadının küstahlıkları bizi güldürdü.
Film biraz gereksiz uzadı, ya da çok yorgundum bana öyle geldi, gözlerimi zor açık tuttum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder