(10 ARALIK PERŞEMBE)
Elektriksiz Apartman hayatı: postmodern distopya!
Hayat planlarımıza pek de saygı duymuyor!
Bugün çalışıp yarını yılbaşı hediyelerine bakmaya ayıracaktım güya-tam konsantre olmuşken elektrik kesildi. Hava erken kararıyor, laptopun da şarjı bitik-ne yapalım?
Öyleyse bari hediye bakmaya çıkalım dedik, birkaç saat dolandık, pek de bir şey beğenemedik.
Erkekler için zaten güzel bir şey bulmak zor, yılbaşı süsleri de abuk subuk şeylere bir sürü para vermek demek.
Yine de sevimli kupalar seçtim, mis gibi kahve, sıcak tutacak lacivert bir kazak ve Emirli için bir yılbaşı çelengi aldım.
Mutlu dönüyordum eve-ta ki sokağın başından karanlığı fark edene kadar...
3buçukta da giden elektrik 8'de hala gelmemişti, tırmanmayı göze alamayıp dedemlere gitmeye karar verdik.
2 saat de orada dizi seyredip vakit geçirdikten ve tabi yaşlılığın komik hallerine tanık olduktan sonra 10 buçuk civarında hala karanlıkta olan evimize geri döndük.
Sinirden söylene söylene bir tek mum bile konulmamış apartmanımızdan 12 kat merdiveni tırmandık.
Üstelik bu ilk değil, son aylarda defalarca aynı şey yaşandı; çevredeki inşaatlar yüzünden kopan kablolar sebebiyle elektrik kesintileri sıklaştı. O kadar elimi kolumu bağlayan bir durum ki: ne çalışabiliyoruz, ne ısınabiliyoruz, ne sular akıyor doğru dürüst ne eve girip çıkabiliyoruz istediğimiz gibi.
Kapıcıya bağırıp çağırdık, jeneratör alınana kadar da aidat için kapımıza gelmemesini söyledik.
Senelerdir ev kirası gibi aidat ödediğimiz, üstelik ödemeyenlerinkini de karşıladığımız apartmanımızın çok müslüman sakinlerine bir gırla beddua ederek uykuya daldım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder