Gitsek mi gitmesek mi, kardan yolda kalır mıyız, trafiğe çok takılıp bunalır mıyız, yoksa yerimiz ayırtılmamış mıdır acaba, diye diye evden çıkıp kendimizi soğuğa attık.
Otobüs beklerken sırayla nerelerimizin ne kadar üşüdüğünü sayıp durduk; burnu, ellerim, ayak parmaklarım, alnım, gözlerimin beyazı...
Bu akşam Shakespeare'in ünlü Bir Yaz Gecesi Rüyası Muhsin Ertuğrul'da ilk kez oynanacaktı ve bizim davetiyemiz vardı.
Tahminimizin aksine bomboş yolları görünce erkenden Şişli'ye varacağımızı anladık.
Birkaç durak önce inip kendimizi tiyatro öncesi çikolata soslu muhallebilerle ödüllendirdik.
Bir türlü ısınamıyorduk, çay bardaklarına sarsak da ellerimizi. İçeriler bile soğuktu sanki bugün.
Sahneye yürürken karları kıtır kıtır çiğneyen ayak izlerimize bakındık ve buzdan kaygan hale gelmiş metal mazgallara basmamamız için uyaran görevlilere rağmen düşeyazdık.
Salon arkalara kadar doluydu, herkes bir şekilde gelmiş.
Artur'dan komşumuz Levent Üzümcü baş roldeydi bu oyunda; pek çok kere selamlaştığımız, konuşmalarını dinlediğimiz ve oğullarını sevdiğimiz bu adamı ilk kez sahnede izledim ve gerçekten beğendim. Herkesi gölgede bırakan bir karizması var, biraz da dikkat çekmeyi seven ve bilen bir tip anladığım kadarıyla. Zaten dev gibi cüssesi, güven dolu kalın sesiyle sahneyi dolduruyor.
Sahne dekorunu çok sevdim; kırmızı perdelerden inen çıkan periler fikri güzel olmuş. Hikaye zaten klasik; Yunan mitolojisinden esinlenen bir romantik-komedya. Seyirci sık sık kahkaha atıp alkışlarla kesti esprileri.
Seyrettiğime gerçekten memnun olduğum ve uzunluğuna rağmen sıkılmadan bitirdiğim bir uyarlamaydı, tavsiye edilir.
Bu oyunu ben de severek izledim. Oyunla ilgili yorumlarımı ben de paylaştım blogumda. İlgilenenlere faydası dokunur belki.
YanıtlaSilhttp://www.tidyghost.com/2015/02/bir-yaz-gecesi-ruyas.html#more