(30 NİSAN ÇARŞAMBA)
Bu çarşamba kendini cumartesi sanıyordu-biz de hiç uyandırmayalım dedik...
Öğleden sonra Kadıköy tarafında buluşup karşıya geçtik. Karaköy'ü mantar gibi saran yeni açılan mekanlara bakınarak yukarı Galatasaray'a tırmandık. Pera, zaten her seferinde seyirlik gösteriler sunuyor meraklı gözlere... Birer dergi, gazete alıp Mustafa Amca'ya çaya oturduk. hafta ortası akşamüstü yine kalabalıktı, yan masanın sohbetine kulak misafiri olduk. 1-2 saati böyle keyifli geçirdikten sonra arkadaşlarla birlikte yemek planladığımız Galata House'a oturmak üzere Galata'ya indik. Burası Kafkas-Gürcü-Rus-Tatar mutfağına ait yöresel yemeklerin özenle hazırlanıp sakin ve loş atmosferde sunulduğu bir yer.
Piyanolu odanın bir köşesinde, avluya bakan pencere yanındaki masaya yerleştik ve her birimiz çeşitli et yemekleri sipariş ettik. Bol sos içinde baharatlı gulaş tipi tavuk, dana ve kuzu etiyle hazırlanan yemekler yanında ufak pilav porsiyonları ve sebze garnitürle servis ediliyor. Bir de üstüne "kuş sütü" adını verdikleri, sert kakaolu kekin üzerinde köpük gibi bir dolguyla gelen "hiç böyle bir şey yemedim" dedirten tatlıyı istedik.
Akşamın asıl heyecanı elbette hevesle yer ayırttığımız İkincikat Tiyatro'nun sahnelediği "Üst kattaki terörist" oyunu idi. Emrah Serbes'in enfes kısa öykülerinden belki de en aklımda kalanın uyarlaması olan oyun bu martta prömiyer yapmış. Baş rolde oyunu sırtlayan 12 yaşındaki Denizhan, "teröristler sevinmesin diye şehit ağabeyinin cenazesinde ağlamayan Nurettin"i pek keyifli canlandırıyor. Üst katlarına taşınan Kürt kökenli üniversite öğrencisini potansiyel terörist, ağabeyini öldüren düşmanı bellediğinden içten içe ona zarar verme planları büyütüyor. Zaman içinde aralarına karışmaya başlayıp, üst kattakilerle film seyrederek sohbetlerine katılarak daha fazla vakit geçirdikçe, hiç beklemediği şekilde kardeşi oluveriyor.
İçime işleyen bir öykünün hiç hayal kırıklığına uğratmayan, hakkını tam veren uyarlaması...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder