Genç İlkyaz Akşamüstüsü
Bugün dondurma yemeye indik birlikte, biraz yürüdük, eski yaz günlerimizdeki gibi, vişne-yeşil elmalı dondurma aldık, genç hissettik.
Güzel bir sürpriz oldu masa başında çalışırken, ağlamaktan kızaran sol gözüme ve uykusuz gecelerime.
El ele yürüdük caddeler boyu kar gibi yağan polenler altında, rüzgarın gözlükleri başımızdan, peçeteleri masamızdan uçurup şaşırttığı bu ilkyaz akşamüstüsünde.
Bir iki defa yolda duraklayıp öpüştük, gençmişiz gibi, meyve ağaçlarını saydık bir bir: olmuş erik, çiçek açan nar, patlamış incir, malta eriği, olgun dut, hata bir portakal...
Birlikte ilk yılımızda çıktığımız tatilden bir sokağı anımsadık o an; portakal ağaçlı sokağı, daha gençmişiz gibi sanki...
Otobüs durağına kadar bıraktım seni, kırgınlıklarımı saydım yürürken yine, mahallemizden el ele geçtik fütursuzca, son 10 dakikada bir kaç şey dedin ya onlar çok içime takıldı, bilesin.
"Bende bir umut var, senin inatla kırmaya çalıştığın." dedin, içimde buz gibi bir rüzgar esti, ürperdim...
Kollarına dokunmaya çalıştım düşünmeden, gömlek yakanı kıvırdım, kaşlarını düzelttim, kaybetmekten korktum seni, dedim belki dokunursam her şey geçiverir.
Geçti mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder