(29 EKİM PAZARTESİ)
Sömürge
Geçmişin yükünü sırtından atmak neden bu kadar zor?...
***
Sana şunları söylemek istedim: "Bir ilişki tipi olarak sömürgecilik: Birbirinin acılarından beslenen teselli ilişkileri kurmak, sevgi değil- acıma. Destek olur görünürken kendi acılarını teyit edecek yandaşlar aramak, şefkat değil- egonun gürleyen sesi. Bu sömürü ilişkileri genelde illüzyon olup kısa sürmeye, hayatın içinde anlamsız bir detay olarak hatırlanmaya mahkum."
İçimden düşündüm: Kim bilir, bu iki taraflı sömürü ilişkilerini sürdürürken sen de, yıkılan egonu tamir etmeye çalışıyordun; bu kez aldatılan koca yerine, kocalarından beklediklerini bulamayan evli kadınların teselli bulduğu "hep yanlarında olacak" adam olarak. Karşı tarafa geçmek istemiştin yani!
Bu geçici bir baş dönmesiydi.
2 yıl evvel gerçek sandığın "etrafında sana destek olan insanlar" balonunu ben patlatınca, hemen kabullenmek istemedin. Oysa, zaman zaten ben istemesem de patlatacaktı onu.
***
Sana söylemedim ama, bana bir kitap vermene çok sevindim.
Fermuarımı çekerken enseme öpücük kondurduğun an, eridim.
Şimdi, en yakınında ben varım.
Olmayı istediğim, hak ettiğim yerde ben...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder