2 Ekim 2012 Salı

1196

Eminönü'nde balık-ekmek yemenin keyfi başka hiçbir şeyde yok!

Bana İstanbullu olduğumu, çok sevdiğim sonbaharın sonunda geldiğini, her saat yaşayan-yahut hayatta kalmaya çalışan bir şehirde olduğumu, nereye kafamı çevirsem absürt bir şey, çirkin ve pis bir şey, güzel ve eski bir şey, hayret verici göz alıcı bir şey göreceğimi, doğduğum yere ait olduğumu ve başka bir yerde fazla barınamayacağımı, simidin çaya ne çok yakıştığını, bu milletin hiç adam olmayacağını, aslında Galata Kulesi'nin ne de güzel olduğunu, Fatih'in kellesini, hatta kazıklı Voyvoda'yı, deniz kokusundan mahrum kalırsa bazı insanların ölebileceklerini ve benim de onlardan biri olduğumu, rastgele bir kahveye oturup tanımadığım birilerini tavlada yenmek istediğimi, bazen bir Niğde gazozu açıp lıkır lıkır içmek istediğimi, biraz da babamı hatırlatıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder