(18 KASIM CUMARTESİ)
Gecenin ortasında Leyla ağlayarak uyandı, sakinleşmesi uzun sürdü, salonda uzandık, evi gezdik, camdan baktık, hatta simit bile verdim.
Yeniden uykuya dalmam zaman aldı ardından, sabaha karşı da rüyamda babaannemi görüp ağlayarak uyandım. Amcamın evinde henüz hayatta, hatta fazla yaşlı bile değil sanki, kuzenler eve gelirken ben çıkıyorum, geri dönüp ekstra öpüyorum onu, çünkü bir dahaki sefer geldiğimde bulamayabilirim, ölebilir, biliyorum. Yüzünü, ellerini öpüyorum ve kasvetli yağmurlu bir sabaha uyanıyorum.
Akşamki meyhane planları iptal oldu; birer birer gelecekler hava muhalefeti veya hastalık sebebiyle vazgeçti. Birdenbire boşa çıktım ve bir hayal kırıklığına düştüm, hava fırtınalı. Evde yalnız kaldım ve hiçbir şey yapmak istemediğim bir ruh haline büründüm. Daha önce belli olsaydı bari Emirli'ye gider, orada geçirirdik, diye üzüldüm.
Kızları uyuttuktan sonra geri dönüp Eylül ayının o en zor ilk günlerini yazdım buraya; yüzleşmesi zor olanları anlattım. Sonra bir şiir paylaştım; beni anlamasını beklediğim tek kişi tarafından beğenilince ağlamaya başladım. Doğum günüm öncesi fazlasıyla hüzünlü bir hale büründüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder