(12 KASIM PAZAR)
Hızlı bir güne başlıyorum; kahvaltıdan sonra eve dönüp, hazırlanıp eğitime yetişmek için yola çıkıyorum.
Bu eğitime katılmayı planlamıyordum aslında, son dakika gitmeye karar verdim. 5 ay sonra ilk defa yüz yüze bakacağımız için bir parça gerginim içten içe. Mesafelendik mi, eskisi kadar yakın değil miyiz acaba...?
Dersten sonra yemeğe kalıp kalmayacağımı soruyorsun, kalacağım elbette. Tam karşıma oturuyorsun, gözlerini yine bana kilitleyip anlattıklarımı dikkatle dinliyorsun. Nötr bir tavrın var, yine de meraklı sorular soruyor, başka tarafa dönmüyorsun. Hatta masanın öbür ucuyla da azıcık sohbet etmeye giderken bile, kalkıp gitmeyeceğimizi garantilemek istiyorsun.
Kapı önünde vedalaşırken işte yine ben eskisi gibiyim, sen eskisi gibi ve aramızdaki gerilim çatlaklardan sızıyor... "Üşümüyor musun sen öyle?"
Üşüyorum, ama umurumda değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder