(20 MAYIS)
Bu cuma akşamı başbaşa dışarı çıkmayı planlıyorduk, birlikte bir şeyler içerken sohbet etmeyi çok özlemiştim, ama annemin sesi telefonda yorgun gelince kızları ona bırakmaya kıyamadım. Planlarımızı yine erteleyip parkta bira içmeye çevirdik, güneş vuran çimenli sırtta oturduk. Kızlar uykuluydu, bir birayı bitirene kadar izin verdiler bize.
Her şeyin geçiciliğini düşünüyordum parkta oturuken; daha geçen sene ormandan kurtarıp kısırlaştırıp bu parka bıraktığımız cana yakın tekir kediyi unutmuşum bile. Nasıl çabuk unutuyoruz, uyum sağlıyoruz aslında her kayıptan sonra, dedem artık aramızda değil mesela ve bu gerçek çoktan kabullenildi.
Hayat; geçici, kırılgan, pamuk ipliğine bağlı, bir varmış bir yokmuş, var gibi görünürken aslında yok- adeta bir gökkuşağı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder