Dün gece yattığım yerde uyuyamadım, tüm yorgunluğuma rağmen dalamadım çünkü zihnimi susturamıyordum bir türlü... Gece babaannemle amca tarafından kuzenlerimi rüyamda gördüm, ağlayarak uyandım. Nefesimi sakinleştirmem uzun sürdü, kediler üzerime çökünce uyuyamadım tekrar... Böylece sabaha akşamdan kalma gibi uyandım. Sanki dün gece dans edip içerek sabahlamışım gibi, sersem ve yorgun...
Pazara çıkmaktan vazgeçtim, kendime ancak öğlen gelebildim. Tam anlatamadığım tuhaf bir durumum var; hasta değilim ama bitkinim. Nefes çalışması yaptıktan sonra başım hafif döner ve bacaklarım boşalır ya-aynen öyleyim. Kalbim anormal hızlı atıyor ve bu sürekli devam ediyor.
Sıcak bir banyonun ardından adaçayı iyi geldi biraz, endişelerimin kaynağı ile yüzleşmek için birkaç şey okudum. Sonra çalışmaya oturdum, bugünkü önceliğim vakti verimli kullanmak değil şüphesiz. Kendime izin vermem gerektiğini anlıyorum. Durma izni, yavaşlama izni, bencillik izni...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder