Hava berbat, kış giderayak sağlam üşütüyor ve iyice ıslatıyor...
Bugün iyi uyanmadım, dün gece epey geç uyuyabildim, son zamanlarda tutturduğum günlük rutinimi bozdum. Öğlene kadar ancak maillerime geri dönebildim, müşterilerle yazıştım.
Öğlen annemle çıktık, Kadıköy'deki işlerimizi yetiştiremeyeceğimizi düşünerek erteledik ve doğrudan Üsküdar'a geçtik.
Tiyatro biletimiz var, öncesinde bir şeyler yemek istiyoruz. Buranın eski kebapçısında oturup öğlen yemeğimizi yedikten sonra yağmur altında kahve içecek bir yer aranıyoruz. Burası eski mahalle ortamı; kahveler kıraathane modunda. Bir süre dolandıktan sonra keyifli bir mekana atıyoruz kendimizi; öğrenci işi bir yer belli. Eski Beşiktaş mekanlarını hatırlatıyor, üst katında birer kahve içiyoruz hızlıca.
Oyuna yetişiyoruz neyse ki; 2. Dünya savaşı ile açılıyor perde. Hitler işgali altındaki Rusya'dayız.
Bombardıman altında tanışıp aynı harabe eve sığınan iki gencin öyküsüne birdenbire bir başka çocuğunki dahil oluyor.
Savaşın ardından 3 arkadaş hayatlarına devam ediyorlar, sonunda 2si evleniyor. Kadın aslında aşık olduğu adamdan uzakta evlilik hayatını sürdürürken her sene doğum gününde onun telgrafı geliyor.
Biraz ağır tempolu ama eli yüzü düzgün bir oyundu, çıkışta bu yağmurda tam da trafik saatinde arabanın aküsü bitmeseydi daha iyiydi tabi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder