9 Aralık 2018 Pazar

3452

(06 ARALIK PERŞEMBE)

İçimde kötü bir his vardı ya, yine de gittim. Görmeden bilemezdim.
Her zamanki gibi orada olacağını düşünerek yine hazırlanıp çıktım.
Hava buz gibi ayaz, yağmur da cabası. Sokakta kediler kenara dökülmüş makarna artığını yiyordu, içime dokundu. Endişeyle döndüm köşeyi, yokuşun başında karanlığı görünce anladım.
Işık yanmıyordu, yine de zili çaldım. Bir daha çaldım, belki, diyerek...
Aradım, telefon da kapalı. Ne yapacağımı şaşırdım bir an, ne yapabilirdim ki?
Yokuşun başında öyle kalakaldım; hayal kırıklığı, panik ve öfke içimde.
Ellerim üşüdü, bekleyemedim daha fazla, ama dönemedim de.
Son yazdıklarını düşündüm tekrar, içimi korku kapladı.
Ya bir şey olduysa, dedim kendi kendime, ya...
Mesela bir hafta daha geçer de ses çıkmazsa ve yine kapı duvar bulursam burayı, ne yaparım?
Rahat rahat eve dönüp uyuyabilir miyim ki, mümkün mü bu-
Aklıma tek bir yer geldi; orayı buldum. Kalbim kulaklarımda girdim içeri, kim bilir nasıl baktım yüzüne adamcağızın da sordum iyi mi, diye.
İyi olduğunu duydum, sakinlemeye başladım yavaş yavaş. Yine de kendime gelemedim bütün gece.
Korktum, çok korktum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder