20 Şubat 2018 Salı

3160

(18 ŞUBAT PAZAR)

Gün biraz stresli başladı, sabah sabah annemin araba konusundaki aşırı hassasiyeti beni gerdi. Dün gece geç uyuduğumuz için erken kalkamadım ve şöyle rahat rahat hazırlanmak için vaktim olmadı, yine de biraz makyaj yapıp çıktık evden.
Karaköy'de arkadaşlarla kahvaltıya gidelim dedik, gittik bir de ne görelim-Hacı Hasan Fehmi'nin yeri kapanmış! 1915ten beri kahvaltı ve öğle yemeği veren, Vize tarafında kendi mandırası olan Arnavut Hasan'ın Karaköy'deki eski binasını "kiralık" görmek beni ziyadesiyle üzdü. Dedelerinden devralıp tüm zorluklara rağmen devam ettirdiği mesleğini bırakmak zorunda mı kaldı, bilemiyoruz.
Mecbur çok da acıkmış olduğumuzdan, saat 12 gibi Karaköy'ün hip mekanları arasından bir tanesini gözümüze kestirip oturmak zorunda kaldık. Bugünde bir cenabetlik var demiştim ya-Karaköy Pim'de bir masa bulup kahvaltı söyledik. Yediklerimiz lezzetli olmakla birlikte hiç bir özel tarafı yoktu ve bölge sebebiyle pahalıydı tabi, hayallerimiz çok başkaydı bu tarafa gelirken...
Kahvelerimizi içmeden önce, erkek giysi ve aksesuarları satan küçük sevimli butik Bey'i gezdik; renklerine göre sergilenen çorap ve berelere bayıldım. Zevkli bir yer.
Ara sokakta dikkat çeken Likestore'a uğradık ve uzun bir süreyi buradaki ıvır zıvıra bakarak geçirdik; takılar, fincanlar, çantalar, derken kızlar alışveriş yaptı. Ben de kendime çok hoş bir kutu çanta hediye ettim; kaneviçe işlemeli.
Bir kahve molası verelim dedik, güneşte oturduk. Dünden beri çok üşüyorum, burada ısındım. Hamile ve aşırı asabi kedi bizi biraz ürkütse de, kahvemizi keyifle içip aceleyle kalktık. Sinemaya yetişeceğiz; The Hilton Nile Incident filmine biletimiz var.
 Mısır'da gerçekleşen bir cinayeti çözmeye azmeden polis memurunun inadı, güçlü olduğu için her şey yanına kalacak sanan bir milletvekilinin ülkeyi terk etmesine sebep olacak...
 Rüşvetle ilerleyen sistem, adaletin olmadığı bir ülke, geleceği olmayan insanlar... Ne kadar tanıdık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder